GENÇLİĞİMİZİN BAHARI NASIL TÜKENDİ
Bu sınava henüz yeni girmiş biri olarak söylemek istediğim neredeyse tonlarca şey var. Böyle söyleyince aklınıza yalnızca kötü şeyler gelmesin çünkü aslında üniversite sınavına hazırlanmanın benden götürdükleri kadar bana kattığı ve değiştirdiği bir çok şey de var. Bir yıl süren size kısa ama yaşayana bir ömre tekabül edebilen bu süreç belki de genç yaşımızda psikolojik olarak şu zamana kadar yaşadıklarımızın en ağırı. Öncelikle iyi yanlarından bahsetmek istiyorum. Yalnızca 17 yaşında bir gencin ileriki hayatı boyunca ne yapmak istediğini anlamalarını beklemeyi çok gülünç buluyorum aslında. Kendimizi çok erken yaşta tanıma zorunluluğunu koymaları bir yandan iyi oldu. Bir şeyler için zorunluluk olmadığında elimizden geldiği kadar ertelemeye çabalıyoruz, bu sizin suçunu değil sakın yanlış anlamayın. İnsan olarak doğamızda kendimizi hep tembelliğe itmemiz var maalesef ki. Hem bu sürece hazırlanıp testlerle boğuşmak hem de kariyer hayatınızı araştırıp bana ne uygun olur acaba diye düşünüp durmak hiç kolay şeyler değil, inanın bana. Bunların hepsiyle başa çıkabilmek için plan yapmanın önemini öğrenmek zorunda kaldım ben o yıl. Sınav yılım bittikten sonra bile devam ettirdim ve hayatımı bir nevi düzene koydum diyebilirim.
Ailemizin bizden beklediği başarı, bizim kendimizden beklediklerimiz. Koca yıl gece gündüz demeden elimizden geldiğinin en iyisini yapmaya çalışmamız. Hepsi ne için biliyor musunuz 120 dakikada geriye kalan tüm ömrünüze karar vermek için. Eğer batırırsanız 2. şansınız var ama sonuçlarının nelere mal olduğunu tahmin bile edemezsiniz. Maddi olan kısmından hiç söz etmiyorum bile ancak en büyük bedel manevi, zihinsel verdiğimiz savaşlar.