Bloggerlar için SEO Rehberi

Forumlar Web Teknolojileri Yeni Başlayanlar için SEO Bloggerlar için SEO Rehberi

  • Bu konu 0 yanıt içerir, 1 izleyen vardır ve en son 2 yıl 2 ay önce Anonim tarafından güncellenmiştir.
  • Gönderi
    Anonim
    Pasif
    Her gün binlerce yeni blog açılıyor ve milyonlarca blog post yazılıyor. Rekabetin sürekli arttığı bir dünyada başarılı olabilmek için yalnızca bir şeyi değil, birkaç şeyi gerçekten iyi yapıyor olmanız gerekiyor.

    Herkesin aklına “ah, 10-15 sene önce doğmuş olsaydım, en iyi alan adlarına ben sahip olurdum. Hiçbir şey yapmasam bile domain’lere yaptığım yatırımlarla gezip, dolaşır, eğlenirdim.” düşüncesi aklınıza sık sık geliyor değil mi?

    Hadi bırakın hayalleri de biraz gerçekçi düşünelim. Çok klişe olacak ama hiçbir şey için geç değil! Hala her gün yeni fikirler, hayatımızı kolaylaştıracak yeni araçlar, tahmin bile edemeyeceğimiz derecede gelir elde edebileceğimiz iş olanakları karşımıza çıkıyor ve bu rakam sürekli artıyor.

    Son yılların yaratıcı olmayı gerektiren ve en az maliyetli işlerinden olan SEO, gelecekte de dijitalde söz sahibi olmak isteyen herkesin vazgeçilmezi olmaya devam edecek. Bildiklerimi paylaşma konusunda bugüne kadar dünyanın en cimri insanı olduğumu düşünüyordum. Fakat bundan sonra sektöre dair edindiğim bilgi ve deneyimlerimi yazılarımda sizler için kapsamlı bir şekilde paylaşacağım.

    KAHVENİZİ ALIN VE YAZIYI OKUMAYA BAŞLAYIN ?

    Let the game begin!

    Yeni bir blog açmayı; geniş bir kitleyle ulaşabilmek, ek gelir elde edebilmek veya bir blogger olarak; reklamlardan gelir elde etmek, gelirlerinizi maksimize etmek, kurumsal kimliğinizi bir kenara bırakıp firmanızı takip eden kişilerle etkileşime geçmek gibi birçok sebepten dolayı istiyor olabilirsiniz.

    Blog açıp nasıl organik trafik elde edebileceğinizi veya halihazırdaki blog’unuzun organik trafiğini arttırabilmenin yollarını arıyorsanız bu yazı tam size göre!

    Google’da iyi pozisyonlarda listelenmek için elinizden gelen her şeyi yaptığınızı ve yavaş yavaş inancınızı kaybettiğinizi hissediyorsanız, yazının tamamını okuyana kadar bu düşünceyi bir kenara bırakın.

    Blog’unuza organik trafik elde etmenizi sağlayacak yolları güzel bir akışla check-list tadında paylaşacağım.

    İnternet’teki isminiz!
    Hoşunuza giden, gururla çevrenizdeki insanlarla paylaşabileceğiniz bir isim bulmak, saatlerinizi, günlerinizi ve hatta haftalarınızı alabilir. Eğer yeterince yaratıcı olamadığınızı ve aklınıza gelen tüm alan adlarının yıllar önce başkaları tarafından register edildiğini görüyorsanız, belki de pamuk elleri cebe atmanın zamanı gelmiştir ?

    Alanadlari.com‘da aradığınız alan adını 29 farklı kategori, dilediğiniz uzantı, karakter uzunluğu gibi 10’a yakın filtreleme seçeneği ile 100 liraya dahi bulabilirsiniz. Satılık 93.000 alan adı arasında içinize sinen bir blog ismi karşınıza çıkmadıysa noktadomains.com’u ziyaret edin.

    1.000.000’a yakın premium alan adınının satışının yapıldığı noktadomains.com, kiralama seçeneği ile de domain piyasasına farklı bir bakış açısı getirdi.

    Burası da biraz tuzlu kaçtı diyorsanız, isimsoyisim.com ve isimsoyisim.com.tr sizin için doğru seçenek olabilir ?

    İçine yeterince sinmeyen bir domain ile içerik üretmeye başlamış ve belli bir trafiğe ulaşmış müşterilerimizin, domain değişikliği yapmak istediğinde trafiğinin bir bölümünü kaybetme çekincesinin olduğunu görüyoruz. Taşıma kurgusu ve planı doğru bir şekilde yapıldığında trafik kaybetmek bir yana, organik trafiğinizi beklediğiniz rakamların üzerine çıkarabilirsiniz. İlerleyen zamanlarda ‘Site Migration & 301 redirects’ hakkında bir yazı yayınlayacağım. Bu zamana kadar sorularınız olursa yorum kısmından paylaşabilirsiniz.

    Alan adı alırken veya kiralarken dikkat etmeniz gereken; domain’in kötü bir geçmişinin olup olmadığının ve herhangi bir cezadan etkilenip arama motorlarında kara listeye alınıp alınmadığının kontrolüdür. Peki bunu nasıl kontrol edebilirsiniz?

    – Archive.org (diğer adıyla Wayback Machine) 10 milyar sayfanın 1996’dan bu yana arşivini tutan bir sistem. Bu sistem sayesinde satın almayı düşündüğünüz domain’in daha önce hangi amaçla kullanıldığını görebilirsiniz.

    – Bir diğer kontrolü, Searchmetrics’ten son 2 yıla ait görünürlük grafiğini inceleyerek gerçekleştirebilirsiniz. Görünürlük grafiğinde ani bir düşüş, internet sitesinin arama motoru güncellemelerinden etkilendiğini ve kara listeye alındığı anlamına gelebilir. Veya doğru kurgulanmamış bir altyapı değişikliği de sitenin görünürlük değerlerinin dibe vurmasına sebep olmuş olabilir.

    Elinizdeki veriler (archive.org & Searchmetrics) ile domain sahibine birtakım sorular sorarak, düşüşün sebebini anlayabilirsiniz.

    Ücretsiz alan adı ve hosting sağlayan sistemleri tercih etmeli miyim?
    Blogspot, Blogcu, WordPress.com gibi ücretsiz ve özelleştirilebilir sistemler sayesinde dakikalar içerisinde kendinize bir blog açabilirsiniz. Avantaj ve dezavantajlarından bahsederek seçimi size bırakıyorum ?

    Ücretsiz blog’ların avantajları
    – Kurulumu ve yönetimi basittir.
    – Temiz bir altyapıya (cleanly coded) sahiptir.
    – Reklam yayınlayabilir, gelir elde edebilirsiniz.

    Ücretsiz blog’ların dezavantajları
    – Sınırlı kapasitede depolama.
    – Dilediğiniz esnekliği sağlamaz.
    – Alan adı değişikliği yapmak istediğinizde belirli bir ücret karşılığında taşıma işlemine izin verir. (Bir artı olarak da değerlendirilebilir.)

    Kendine ait domain’i kullanan okurlarımız için hosting seçiminden de bahsettikten sonra optimizasyon önerilerini paylaşmaya başlayacağım.

    Hosting firmanızdan memnun musunuz?
    – Türkçe bir blog’unuz var ve hedef kitleniz Türkiye ise, server lokasyonunun Türkiye’de olması, verilerin database’den hızlı bir şekilde çekilmesi ve sunulmasını (sayfa açılış hızı) sağlar. Türkiye dışında bulunan server, site açılış hızını uzatacak ve dolayısıyla Pagespeed score’unuzu düşürecektir.

    – Sunucuzda bulunan zararlı komşu domain’ler, internet sitenizin SEO performansını olumsuz etkileyebilir. Böyle bir durumla karşı karşıya olup olmadığınızı, Bing ve Majestic adlı araç üzerinden kontrol edebilirsiniz.

    Whois sitelerinden domain’inizin IP’sini öğrenin. Bing.com üzerinden ip:’buraya ip adresi gelecek’ şeklinde arama yaptığınızda, sunucuda yer alan komşularınızı görebilirsiniz.

    Majestic’in Neighbourhood Checker aracında ise domain adı veya IP’sini yazarak komşularınızı tespit edebilirsiniz. Komşularınız arasında w4r3z, adult içerik barındıran internet siteleri varsa, hosting sağlayıcınız ile iletişime geçerek, verilerinizi başka bir sunucuya taşınmasını talep edebilir veya dosyalarınızı başka bir hosting sağlayıcı firmaya taşıyabilirsiniz.

    – Sık sık bakıma giren, sürekli saldırıya uğrayıp down olan bir hosting firmanız var ve siteniz kapalıyken botlar sitenize ulaşamıyorsa, SEO performansınız olumsuz etkilenebilir. Pingdom aracını kullanarak, sitenizin kapalı olduğu saat aralıklarını size mail aracılığı ile raporlanmasını sağlayabilirsiniz.

    Blog’unuz için Tema Seçimi
    İçeriklerinizi en güzel şekilde sunabilmeniz ve kullanıcılarınızın yazılarınızı rahat bir şekilde okuyabilmeleri için tema seçimi oldukça önemli bir konudur. Aşağıda tema seçiminize yardımcı olacak birkaç theme marketplace’e ulaşabilirsiniz.

    – themeforest.com (WordPress, Drupal, Joomla ve birçok altyapıda temaya ulaşabilirsiniz)
    – elegantthemes.com (Onlarca Premium WordPress tema yer alıyor)
    – templatemonster.com (WordPress ve Joomla blog temaları yer alıyor)
    – wpzoom.com
    – theme-junkie.com

    Takip ettiğiniz veya beğendiğiniz bir blog sitesinin hangi tema ve altyapıyı kullandığını öğrenmek istiyorsanız, WhatTheme.com ve WP Theme Detector size yardımcı olacaktır.

    Kullanıcıların zaman geçirmekten keyif alacağı, gözü yormayan, tablet ve mobil cihazlar için uyumlu (responsive tasarım), sayfa geçişlerinin hızlı olduğu temaları tercih etmelisiniz.

    İçerik ve Önemi

    SEO başarınızda en önemli rolü oynayan içerik; text, görsel, video, infografik gibi birkaç formda karşımıza çıkıyor. Text içerikler, arama motoru botlarının en hızlı ve kolay bir şekilde anlamlandırabildiği içerik türüdür. Görsel ve video gibi multimedya içeriklerin arama motorları tarafından anlaşılabilir olması için botlara yardımcı olmamız gerekiyor.

    Multimedya içeriklerin botlar tarafından okunabilir ve anlamlandırılabilir olması için ne yapmalıyız?
    – Görselleri web’e aktarmadan önce isimlerini doğru bir şekilde yazdığınızdan emin olun.
    Örneğin; Twitter butonu görselini twitter-butonu.jpg olarak belirleyerek arama motorlarına görsel hakkında bilgi verebilirsiniz.

    – Görsel alt etiket ve Title değerlerini belirleyin.
    Alt etiket, botlara görsel hakkında bilgi verirken, Title değeri hem kullanıcılara hem de botlara görsel hakkında detay vermenizi sağlamaktadır.

    Örneğin; ”Twitter

    Önizleme:

    Alt etiket ve Title değerlerini çeşitlendirmeniz, farklı arama sorgularında, Web ve Görseller’den trafik elde etmenizi ve arama motorlarında görünürlüğünüzü arttırmanızı sağlayacaktır.

    İçerik önemli, kral, kraliçe diyoruz ama insanların hangi konuları araştırdığını veya merak ettiğini nasıl tespit edebiliriz diyorsanız, pazar ve rakip analizi, aklınızdaki tüm sorulara yanıt bulmanızı sağlayacaktır.

    Pazar analizi
    İçerik üretirken konu bulmakta zorlanıyorsanız, biraz sonra bahsedeceğim araçlar sizi bu sıkıntıdan kurtaracak. SEO çalışmalarının başında hedef kitleyi belirlemenizi, içerik planınızı oluşturmanızı ve dolayısıyla çalışmalarınızı planlı bir şekilde ilerletmenizi sağlayacaktır.

    Pazar analizi kendi içerisinde 2’ye ayrılmaktadır; Anahtar kelime analizi & Rakip analizi ve Feeling the audience.

    Anahtar kelime & Rakip analizi
    Blog’unuzda paylaşacağınız yazıların başlıklarını belirleyebilmek için küçük bir ön hazırlık yapmalısınız. Güncel konuları tespit edebileceğiniz iki kilit platformdan örnek vermek istiyorum.

    – Buzzsumo: Anahtar kelimenizi arama kısmına yazarak, trend başlıkları Facebook, Linkedin, Twitter, Pinterest ve Google+ paylaşım sayılarına göre sıralayarak ilgi çekici içeriklere ulaşabilir ve bu içerikleri derleyip daha detaylısını hazırlayabilirsiniz.

    Not: Arama kutucuğuna rakiplerinizin adresini yazarak, en çok ilgi çeken (paylaşılan) blog post’larını görebilir, benzer bir içerikle pastadan siz de pay alabilirsiniz!

    Buzzsumo’nun Content Analysis Raporunda sektörünüz ile ilgili içeriklerin en çok hangi sosyal platformda paylaşıldığını da görebilirsiniz.

    Eğer Türkçe arama yaparak aradığınıza ulaşamazsınız, aramayı İngilizce olarak yapabilir ve konu başlıklarını bu araç sayesinde belirleyebilirsiniz.
    Ayrıca Buzzsumo’nun Trending aracı ile yalnızca kategori ve zaman aralığını seçerek yüzlerce post arasından dilediğinizi seçebilirsiniz.

    Not: Farklı mail hesaplarınızdan Buzzsumo’dan 14 gün boyunca ücretsiz yararlanabilirsiniz.

    – Topsy: Yine Buzzsumo’da olduğu gibi, anahtar kelimenizi arama kutucuğuna yazarak yaptığınız arama ile ilgili Twitter’da en çok paylaşılan link, fotoğraf ve video’lara ulaşabilirsiniz.

    Buzzsumo ve Topsy araçlarını kullanarak tespit etmiş olduğunuz post’lardan yazabileceğiniz içerikleri tespit edin. Yine bu araçlar ve Google’da spesifik aramalar yaparak ilham alacağınız alternatif kaynakları da tespit etmeniz, işinizi oldukça kolaylaştıracaktır.

    Not: Konu başlıkları ve kaynakların browser’ınızın sekmeler arasında kaybolmaması için online/offline Excel dosyasından faydalanın.

    Sıra geldi anahtar kelime analizine.

    Kullanıcıların internette hangi aramaları yaptığını tespit ederek, içerik planınızı doğru bir şekilde yapabilirsiniz. Bu analizi yaparken izleyebileceğiniz en etkili yol, ilgili anahtar kelimeleri bir dosyada birleştirmek ve dosyayı anlamlandırmak olmalıdır.

    Anahtar kelime analizi nasıl yapılır?
    Öncelikle, anahtar kelime analizi için önerebileceğim birkaç ücretli ve ücretsiz araçtan bahsetmek istiyorum.

    Google Keyword Planner:

    Anahtar kelime deyince herkesin aklına ilk gelen araç, Google Keyword Planner olacaktır. Fakat olmamalıdır. Bu araçtan yalnızca anahtar kelimelerin aylık aranma hacmini tespit ederken faydalanmalısınız. Bir veya birkaç anahtar kelime ekleyerek fikir(!) elde edebileceğinizi belirtse de işinizi zorlaştırmaktan başka hiçbir işinize yaramayacaktır.

    Anahtar kelime analizi ile ilgili bölümün son kısmına geldiğimde, Google Keyword Planner’ı en etkili bir biçimde nasıl kullanabileceğimizi açıklayacağım.

    Google Trends’i deneyin!

    Spesifik bir konu bazında arama yaparak, kullanıcıların yapmış olduğu popüler aramaları tespit edebilirsiniz. Tarih aralığını ve arama şeklini değiştirerek (Web araması, haber araması) sonuçları çeşitlendirebilirsiniz. Google Trends’deki sonuçlar sizi tatmin etmeyecektir. Bu yüzden biraz daha gelişmiş araçlara geçelim.

    Semrush:

    Fiyat/performans karşılaştırması yapıldığında pazar ve rakip analizinde işinize en fazla yarayacak araç SemRush olacaktır. Şimdilik SemRush’ı yalnızca anahtar kelime analizinde nasıl etkili bir biçimde kullanabileceğinizden bahsedeceğim.

    Giriş yaptıktan sonra ana ekranın üst bölümünde yer alan arama kutucuğu, imlecinizin en çok gideceği kısım olacaktır. Bu sihirli kutucuk, ister anahtar kelime, ister domain, isterseniz de URL bazında rakiplerin listelendiği anahtar kelimeleri hızlı bir şekilde sunuyor.

    Yapmanız gereken tek işlem, bu kelimeleri export edip Excel dosyanıza aktarmak. Bu aracı en efektif bir biçimde nasıl kullanabileceğinizden bahsedeyim.

    – Arama kutucuğuna anahtar kelimenizi yazın. Vermiş olduğu anahtar kelimeleri Excel dosyasına aktarın.
    – Arama kutucuğuna rakiplerin ilgili post URL’ini yazın. Vermiş olduğu anahtar kelimeleri Excel dosyasına aktarın.
    – Arama kutucuğuna rakiplerin domain’ini başında http ve www olmadan yazın, filtre kısmına anahtar kelimenizi yazın ve çıkan sonuçları Excel dosyasınıza aktarın.

    Belirlediğiniz her konu başlığı için yeni bir Excel dosyası oluşturun. Semrush’tan elde ettiğiniz anahtar kelimeleri bu dosyalarda birleştirin.

    SemRush Türkiye pazarında yalnızca 400.000 anahtar kelimeyi track ettiği için bu anahtar kelimeleri genişletmek ve Big Data’ya ulaşabilmek için alternatif araçlar kullanmanız gerekiyor.

    KeywordTool.io:

    Kısa bir süre önce hayata geçen ve anahtar kelime analizlerinde herkesin baş tacı olan bu aracın çalışma prensibi oldukça basit. Google’da sorgu yaparken çıkan suggestion’ları bir araya getiriyor ve aranma hacimlerini Google Keyword Planner’dan çekiyor. Bu yüzden aranma hacimlerine (search volume) güvenebilirsiniz ?

    Semrush ile belirlemiş olduğunuz aranma hacmi yüksek anahtar kelimeleri KeywordTool.io’da aratarak bir sorguda 700’e yakın long tail anahtar kelimeyi tespit edebilirsiniz. Ücretli planını tercih ettiğinizde ise bu sayı x2 olacaktır.

    Google’ın kendi servisi olan Keyword Planner aracı ile Excel dosyasında birleştirdiğiniz tüm anahtar kelimelerin aylık aranma hacimlerini tespit edin. Aranma hacmi en yüksek anahtar kelimeden en düşüğüne sıralayarak, içeriğinizin başlıklarını seçmeye başlayabilirsiniz.

    Örnek anahtar kelime analizi ve içeirk planı:

    Konuları, anahtar kelimeleri ve başlıkları belirledik. İçerik oluşturmaya başlayalım mı?

    Elimizdeki veriler:
    1) İçerik hazırlanacak konular
    2) İlham alacağımız kaynaklar
    3) Detaylı anahtar kelime analizleri

    İçerik hazırlarken yapılan en büyük hata, içeriklerin yalnızca anahtar kelime analizine göre oluşturulmaya çalışılmasıdır. Anahtar kelime odaklı hazırlanan yazılar, botlar için hazırlanmış olduğundan kendini okutan bir yazıdan oldukça uzaklaşır. Anahtar kelimeler, size sadece içerik kurgunuzda başlıkları seçmenize ve yapılan sorgular hakkında fikir sahibi olmanıza yardımcı olmalıdır.

    Feeling the audience
    Yazınıza başlamadan ya da bitirdikten sonra çevrenizdekilerle konuşun. Arkadaşlarınıza, yazmak istediğiniz konu ile ilgili sorular sorun, düşüncelerini dinleyin, nelere dikkat ettiklerini, neleri öğrenmek istediklerini anlamaya çalışın. En geniş anahtar kelime analiziyle dahi bu değerli verilere ulaşmanız mümkün olmayacaktır.

    İçeriğinizi tamamladıktan sonra sıra teknik düzenlemelere geldi.

    On-Page SEO
    Ana başlığınızı ve alt başlıkları sayfa hiyerarşisine uygun bir şekilde seçmelisiniz. Ana başlık için h1, alt başlıklar için h2, h3, h4, h5 ve h6 etiketlerini önem sırasına göre kullanarak kullanıcıların ve botların içeriğinizi daha iyi anlamasını sağlayabilirsiniz.

    Önemli anahtar kelimeleri bold olarak işaretlemek SEO performansımızı arttırır mı?
    Kesinlikle hayır. Google mühendisi Matt Cutts’ın yapmış olduğu açıklamalara göre, eskiden sıralamaları etkileyen bu yöntem, artık sıralamaları etkilememektedir. Küçük bir plugin (içeriğin içerisindeki belirli anahtar kelimeleri otomatik bold olarak işaretleyen) ile uygulanabilecek bu manipülatif işlem ile başarı göstermek bu kadar kolay olsaydı, büyük ihtimalle bu yazıyı şu an yazmıyor olurdum ?

    Peki italik ya da altı çizili yazmak? O da mı etkilemiyor?
    Eğer bu noktaya kadar geldiyseniz, SEO’ya dair bildiklerinizin tamamını unutun ve birlikte en baştan başlayalım.

    Google ve diğer arama motorlarının sizden isteği, kullanıcılar için faydalı içerikler üretmeniz. Bunu botlar için yaptığınız sürece sürdürülebilir bir başarıya sahip olamazsınız. Yani ne altı ne de üstü çizili kelimelerle istediğiniz yerlere gelemezsiniz. Google Analytics hesabınızı her açtığınızda, algoritmik veya manuel bir cezadan dolayı trafiğinizde düşüş yaşama olasılığından dolayı stres yaşamaya sizce gerek var mı?

    Onlarca paragraftan oluşan, düz bir yazıyı ziyaretçilerinize okutmanın en etkili yolu, içeriğinizi başlıklara ayırmak ve önemli olduğunu düşündüğünüz bölümleri bold olarak işaretlemektir. Eğer ziyaretçiler, yalnızca bold olarak işaretlenen kelime öbeklerini okuyarak içeriğin ana düşüncesini anlayabiliyorsa, başa dönüp en baştan sona kadar okuma ihtimali de o kadar fazla olacaktır.

    Yalnızca 10 saniye içerisinde yazı hakkında genel bir bilgiye sahip oldunuz, değil mi?

    Heading ve bold içeriklerden bahsettikten sonra sıralamalara, yani SEO performansınızda etkisi sürekli tartışılan Title, Meta description ve Meta keywords’e geçebiliriz.

    Title, arama sonuçlarında, browser’ınızın en üst kısmında ve Facebook, Twitter gibi 3rd party sitelerde paylaşıldığında karşımıza çıkan başlıktır.

    Sizce, ilk 10 sıralama arasında seçim yapmanızı sağlayan unsurlardan biri title mıdır? Facebook’ta kendini tıklatan post’larda görselin yanında başlığın da etkisi oluyor mudur? Ya da Onedio ve Listelist içeriklerinin bu kadar popüler olmasında başlıkların etkisi ne kadardır?

    Bu soruları kendinize sorduğunuzda bile ne kadar etkili olduğunu görebildiğinize eminim. “Botlar için değil, her şey kullanıcılar için” mottosuna göre Title, önemli bir ranking faktörü diyebiliriz.

    Not: Ne gariptir ki, SearchMetrics’in 2014 yılında arama sonuçlarında ilk 30 pozisyonda yer alan internet sitesi, 10.000 anahtar kelime ve 300.000 sayfayı ele alarak yaptığı araştırmanın istatistiklerinde Title ve meta keywords’ten hiç bahsedilmemiş.

    Yeri gelmişken Meta keywords’ten de bahsedelim. Arayüzde göremediğiniz, yalnızca arka planda bulunan bu kod ve değer, kullanıcılar yerine sadece botlar için oluşturulduğundan sıralama faktörü değildir. Matt Cutts’ın Meta keywords ile ilgili açıklamalarına aşağıdaki video’dan ulaşabilirsiniz. Daha detaylı bilgi edinmek isterseniz: http://googlewebmastercentral.blogspot.com.tr/2009/09/google-does-not-use-keywords-meta-tag.html
    Türkçe transcript:

    Someone: Anahtar kelimeler ve Meta Keywords etiketinin arama sonuçlarına etkisi nedir? Bilal’e anlatır gibi anlatabilir misiniz?

    Matt: Temel olarak hiç. Biraz daha detaya inmek gerekirse, Alice, alice.com’a, Bob, bob.com domain’ine sahip. Bob, Alice’in ismini alıp Meta Keywords’e eklerse, Alice bu duruma oldukça sinirlenebilir ve Bob’u dava edebilir. Peki Bob’un bu davranışından dolayı Alice ne kadar kaygılanmalı?

    Bu yüzden Meta Keywords’u arama sonuçlarında bir sıralama faktörü olarak değerlendirmiyoruz. Diğer arama motorları Meta Keywords’u dikkate alabilir, fakat Google önemsemiyor.

    İnternet sitelerinde Meta Keywords’ü gördüğümüzde ne düşünüyoruz biliyor musunuz?
    Çok fazla insan tarafından manipüle edildiği için kesinlikle bu etiketin kullanımını dikkate almıyoruz. Elbette bu durum tüm meta etiketleri için geçerli değil. Eğer içeriğiniz ile özleşen bir Meta Description kullanıyorsanız, arama sonuçlarında bu değeri kullanıcılara gösteririz.

    Rakipleriniz, sizin isminizi veya anahtar kelimelerinizi kendi sitesinin Meta Keywords etiketinde kullanıyorsa, bu durumdan kesinlikle rahatsız olmanıza gerek yok. Çünkü (4. kez söylüyor) sıralamaları belirlerken bu değeri birazcık bile kullanmıyoruz.

    Meta Description
    Bu yavrucağız için de sıralamaları etkilemediği yönünde birçok açıklama var. Belki de SEO dünyasında en çok haksızlık bu kod ve snippet’a yapılıyor. Bakın ne diyorlar:

    http://googlewebmastercentral.blogspot.com.tr/2009/09/google-does-not-use-keywords-meta-tag.html

    Genellikle detay vermeden yaptığı açıklamalarla herkesi case study’lere sürükleyen Google’ın, bu açıklamasında, Meta description’ın sıralama faktörü olmadığı belirtiliyor.

    Peki arama sonuçlarında bazen 2, bazen 3 satır yer kaplayan bu değer, tıklanma oranını (CTR) etkilemez mi? Bal gibi de etkiler. SearchMetrics’in araştırmalarına göre CTR’ın kat sayısı ortada. CTR da sıralamaları direkt olarak etkilediğine göre.. yorum sizin.

    Tüm bu verileri değerlendirirsek;

    Title: Oldukça önemli.
    Meta description: Oldukça önemli.
    Meta keywords: Kullanmayın.

    Sıradaki başlık: URL
    Kullanıcıların başlık dışında o an hangi sayfada bulunduğunu anlayabilmesi için URL oldukça önemli bir değerdir. Ürün, servis, forum gibi birçok farklı kalemde hizmet veren internet sitelerinde navigasyon, hem kullanıcılar için hem de botlar için oldukça önemlidir. Bu sitelere nazaran blog’lar daha sade bir yapıya sahip olmasına rağmen içerikleri doğru bir hiyerarşide sunmak her zaman kolay olmayabilir.

    Peki URL’ler, site hiyerarşisini oluşturmamızda ne kadar etkilidir? Tek başına bunu sağlayabilir mi?
    Elbette hayır.

    URL yapımızın blogadi.com/teknoloji/blog-post-adi olduğunu varsayalım.

    Teknoloji slug’ı (/teknoloji/) yalnızca URL’de göstermelik bir değer ise, site içerisindeki tüm blog post’lar botların gözünde aynı seviyede olur ve herhangi bir site hiyerarşisinden bahsedemeyiz.

    Not: Teknoloji kategoriniz olmadığı sürece, botlar site hiyerarşisini kavrayamaz ve arama sonuçlarında yapılan sorgulara doğru yanıt veremeyebilir. Bu yüzden oluşturduğunuz her slug’ın (slash’larla oluşturulan dizin) açılabilir bir kategori sayfası olduğundan emin olmalısınız.

    Arama motoru botu ve kullanıcılar, blog post’a ulaşabilmek için önce kategori sayfasına uğruyorsa, site hiyerarşisini oturtmak için ilk adımı tamamlamış oluyoruz.

    Aşağıdaki bu farkı görselleştirerek anlatmaya çalıştım.

    Peki blogadi.com/teknoloji/blog-post-adi ya da blogadi.com/blog-post-adi kullanmamızın farkı nedir?

    Hiçbir farkı yok.

    “Ee ama blog post root domain’e ne kadar yakın olursa SEO başarısı da o kadar fazla olur” diyorlar.

    Kim diyor, nereden uyduruyor böyle bir şeyi?!

    Tam tersine araya kategori değerini slug olarak eklemek avantaj sağlayacaktır. Nasıl mı?

    blogadi.com/inceleme/iphone-6 sayfası ile blogadi.com/iphone-6 sayfasını karşılaştıralım.

    URL yapısı dışındaki tüm metriklerin aynı olduğu kontrollü bir deney yaparsak, ‘iPhone 6 inceleme’ aramasında hangi sayfanın rank etme ihtimali yüksek olabilir?

    Cevabı apaçık ortada.

    İncelemeden baanane, benim amacım iPhone 6’da listelenmek diyorsanız, önünüzde hala hiçbir engel yok ?

    Arada kategori ismi veya herhangi bir değerin olması, sıralamalarınızı hiçbir şekilde olumsuz etkilemeyecektir. Dolayısıyla domain’e yakın olan blog post’lar daha iyi başarı gösterir demek de doğru değildir.

    URL Structure ile Site Structure iki ayrı kavram olup karıştırılmamalıdır.

    URL structure, subfolder yapısı, tire, virgül, id kullanımı veya www/non-www tercihini ele alan bir konudur.

    Parametreli, id’li URL’ler yerine okunabilir bir URL’e sahip olmanız önemlidir diye geyik yapmak yerine, neden önemli olduğunu açıklamak istiyorum.

    Fakat bu konuya girmeden anchor text’in anlamı ve kullanımından bahsetmem daha doğru olacak. Kısaca, tıklanabilir bağlantıların hepsine anchor text diyoruz. Site-içi veya site-dışında anchor text’leri ne kadar çeşitlendirirsek, organik trafik aldığımız anahtar kelime sayısı da buna bağlı olarak artacaktır.

    Satın alınan tanıtım yazılarında, sıralamalarda artış göstermek için herkesin money anchor text’leri (iPhone 6 fiyatları, iPhone 6 inceleme vs.) tercih ettiğine eminim. Çünkü işe yarıyor ? Bunun yanında bu yöntemi uygulayan herkesin acaba bir gün Penguen güncellemesinden de etkilenir miyim diye de düşündüğünden eminim.

    Tüm bu stresten kurtulmak, hem de daha etkili bir yöntemi denemeye ne dersiniz?

    Tıklanabilir her bağlantı anchor text anlamına geldiğine göre, URL şeklindeki bağlantılara keyword rich anchor text diyebilir miyiz?

    URL olarak link edindiğiniz takdirde, URL’deki her anahtar kelime money anchor text görevi görecek ve sıralamalarınızı doğrudan etkileyecektir.

    Site içi ve site dışında anchor text cloud’unuzu olabildiğince çeşitlendirmeye çalışın.

    Örneğin; ..kısa bir süre önce iPhone 6 hakkında detaylı incelememizi burada sizlerle paylaşmıştık, daha önce iPhone 6’yı detaylı bir şekilde incelemiştik, iPhone 6 özelliklerine buradan ulaşabilirsiniz, fiyatının * dolar olduğu belirtilen iPhone 6 özelliklerine göre Türkiye pazarında.. şeklinde farklılaştırılmış linkler (site-içi ve site-dışı) çeşitli sorgularda iyi pozisyonlarda listelenmemize yardımcı olacak.

    Bunun yanında, Samsung S6 ile ilgili bir yazıda, iPhone 6 sayfasına link verirken, URL yerine money anchor text olarak vermek de kullanıcılara fayda sağlayacak bir kullanım olacaktır.

    Umarım URL structure’ın gerçek önemini aktarabilmişimdir.

    Peki site structure nedir?

    Site structure ise daha önce bahsettiğim gibi site hiyerarşisidir. Bu hiyerarşiyi sağlayabilmek için site ağacını görselleştirmek, büyük resmi görebilmek ve site içi linklemeleri buna göre kurgulamak gerekir.

    Site structure’ı oluşturabilmeniz için sıra geldi 2. adıma.

    Breadcrumb
    Site navigation deyince herkesin aklına ilk olarak Breadcrumb gelecektir. Olsa da olur, olmasa da browser’ın ileri ve geri tuşları var, kullanıcılar istedikleri sayfaya bu tuşları kullanarak da ulaşabiliyor diye düşünüyor olabilirsiniz. Fakat çok önemli bir noktayı atlıyorsunuz.

    Breadcrumb ≈ Site hiyerarşisi

    Breadcrumb, teknik olarak site hiyerarşisini botlara aktarabileceğimiz en önemli araç.

    Arama motoru botları sayfa içerisinde karşılaştığı linkleri gezerek, elde ettiği verileri kendi database’inde depolamaktadır. Gezme işlemine blog post’tan başladığını varsayarsak, aşağıdaki görselde görmüş olduğunuz gibi trafik hacmi oldukça yüksek kategoriye, sayfanın önemli bir bölgesinden (body veya footer’a göre çok daha etkili), önemli bir anchor text ile link bulunmaktadır. Bu kadar ‘önemli’ kelimesi geçtikten sonra küçük bir matematiksel hesap ile ne derece önemli görelim.

    İçerikte ‘teknoloji haberleri’ kelime grubunu exact match olarak geçirip, link vermeye çalışmaktan daha kolay bir yöntem değil mi? ? Hem de çok basit bir işlem ile istediğimiz anchor text’te 1120 internal link.

    URL, site ağacı ve Breadcrumb’ı planladığınız kurguya göre uyguladıktan sonra, geriye bu yapıyı doğru bir şekilde uygulayıp uygulamadığınızın kontrolünü yapmak gerekiyor.

    Deepcrawl adlı ücretli aracın, DeepRank adındaki metriği sayesinde kontrolünü hızlı bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz.

    Blogger’ız hacıt biz, Deeprank değerini görmek için tonla, çuvalla para mı sayalım diyorsanız, Gephi adlı araç, internal linklerinizi visualize eden bir diğer araç.

    Bu kadar karmaşaya gerek yok, doğru mu yanlış mı diye bi bakıp çıkayım diyenler için Search Console (eski adıyla Google Webmaster Tools) üzerinden bu kontrolü yapabilirsiniz.

    Search Console hesabınıza giriş yaptıktan sonra, sol menüden Arama trafiği > Dahili bağlantılar kısmından site içerisinde en çok linklenen hedef sayfaların listesine ulaşabilirsiniz. Eğer karşınıza hiyerarşiye uygun olmayan (normalinden çok daha fazla linklendiğini düşündüğünüz) bir sonuç çıkıyorsa, linkin üzerine tıklayarak, bu sayfanın hangi sayfalardan linklendiğini de inceleyebilirsiniz.

    Blog’larda Görsel Optimizasyonu
    Daha önce görsel isimleri ve etiketler ile ilgili önerileri paylaşmıştım. Şimdi ise, görsellerin sıkıştırılması ile ilgili detaylardan bahsedeceğim.

    Eğer Photoshop gibi gelişmiş bir araç kullanıyorsanız, Save as bölümünde Save for Web seçeneği sayesinde sıkıştırılmış görsellere sahip olabilirsiniz. Ardından compress.io gibi ücretsiz araçlarla bir kez daha kayıpsız sıkıştırma işlemi gerçekleştirerek optimize edilmiş bir görsele sahip olabilirsiniz.

    Görsel optimizasyonunda daha fazla detaya girmeden sayfa gösterim sayısını arttıran related posts konusuna değinmek istiyorum.

    Blog post’unuzun sidebar ve bottom kısmında yer vereceğiniz benzer/ilgili içerikler, ziyaretçilerinizin sayfalar arasında bounce etmesini ve site içerisinde uzun bir süre geçirmesini sağlayacaktır.

    Gösterim sayısında ve site ile etkileşimindeki artış, arama motorları tarafından hoş karşılanacak ve SEO performansınızı olumu etkileyecektir.

    Kopya içerik:
    WordPress, Joomla ya da Drupal gibi hazır sistemlerle oluşturulan blog sitelerinde internal duplicate content’le çok çok nadir karşılaşmaktayız. Bu yüzden internal duplicate sorununu bir kenara bırakıp, external duplicate’ten bahsetmek istiyorum.

    Diğer blogger’ların dakikalarını, belki de saatlerini ayırarak oluşturduğu bir içeriği kopyala-yapıştır yöntemi ile blog’unuzda yayınlamak size hiçbir zaman fayda sağlamayacağı gibi özgün içeriğe sahip içeriklerinizin de iyi performans göstermesine engel olacaktır.

    Ayrıca, Google Adsense programına kabul edilme sürecinde önemli bir konu olduğundan kopya içeriklerden kaçınmalısınız.

    Peki external duplicate content’in sınırı nedir?
    Bazı durumlarda içeriklerde alıntı yapmak durumunda kalabiliyoruz. Yapılan araştırmaların sonuçları ve Matt Cutts’ın açıklamalarına göre bu oran %25.

    Google veya diğer arama motorlarından bu konuda elbette net bir açıklama gelmeyeceği için external duplicate content oranını olabildiğince düşük tutmanızı öneriyorum.

    Blog’lar için Site Haritası
    E-ticaret gibi büyük ölçekli internet sitelerinde oldukça iş yükü yaratan site haritaları, hazır sistemlerdeki eklentiler (All-in-one SEO, Yoast), blog’unuz için hızlı bir şekilde dinamik XML site haritası oluşturulabiliyor.

    Bu dosyayı oluştururken tanımlayabileceğiniz priority ve changefreq değerleri hakkında bilgi vermek istiyorum.

    Priority: Güncelleme sıklığına göre, 0 ile 1 arasında değere sahip olmalıdır. Anasayfa en çok güncellenen sayfa olduğundan bu sayfa 1 değerini, kategori sayfaları, anasayfadan sonra geldiğinden 0.8, blog post’larınızın güncellenme sıklığı düşük olduğundan 0.6 değerini tanımlayabilirsiniz. İletişim, hakkımızda gibi sayfalarda çok nadir güncellemeler yapıldığından bu sayfalara ait değerleri düşük tutmalısınız.

    Changefreq: Changefreq yine güncellenme sıklığına göre priority ile arama motorlarına benzer ipucu veren fakat farklı formatta bir değerdir. Bu değerleri, arama motorlarının sayfanızı ziyaret etmesini istediğiniz zaman aralığına göre belirleyebilirsiniz. Anasayfa ve kategoriler için daily, blog postlarınız için weekly, iletişim, hakkımızda sayfaları için ise monthly değerlerini kullanabilirsiniz.

    Botların, oluşturduğunuz site haritasına ulaşabilmesi için sırayla 2 işlem gerçekleştirmeniz gerekiyor.

    1) Robots.txt: Kök dizinde bulunan robots.txt dosyanızın son satırına site haritanızı sitemap: ‘site haritası URL’i’ şeklinde eklemeniz yeterli olacaktır.

    2) Search Console: Hesabınıza giriş yaptıktan sonra, Tarama > Site haritaları sekmesinde sağ üst bölümde yer alan ‘SİTE HARİTASINI TEST ET’ butonuna tıklayarak, site haritasının test edebilir ve olası hataları tespit edebilirsiniz.

    Canonical, Noindex ve Nofollow etiketleri
    Özellikle e-ticaret sitelerinin başını ağrıtan duplicate içerik, filtreleme ve parametre URL’lerine önlem alma amacıyla uygulanmaktadır. Renk, beden, fiyata göre sıralama gibi seçenekler blog sitelerinde olmadığından, canonical, noindex ve nofollow etiketlere ihtiyaç duymayacaksınız. Fakat karşılaştığınız herhangi bir aksi durum olursa, yorum kısmından yazabilirsiniz. Hızlı bir şekilde yanıtlayabilirim derken aklıma nofollow etiketi ile ilgili sıkça yapılan bir hata geldi.

    Referans olmak istemediğiniz veya rakip sitelere link verirken attribute olarak nofollow etiketi eklemek doğru bir yöntemdir. Fakat bu etiketi dışarıya verilen tüm linkler için uygulamamalısınız. Eğer ziyaretçilerinizi, önemli bir kaynağa yönlendiriyorsanız, Google hanenize +1 puan ekleyecektir. Dikkat etmeniz gereken tek nokta, dışarıya verilen linklerin yeni sekmede açılmasıdır. Aksi halde ziyaretçilerinizi kaçırabilirsiniz ?

    SSL (HTTPS) kullanımı
    HTTPS, kredi kartı gibi kişisel bilgilerin kullanıldığı, gizliliğinin bulunması gereken sayfalarda kullanılabilir ve SSL adında bir web sertifikasının alınmasını zorunlu tutar.

    Blog sitelerinde isim, soyisim ve e-mail dışında özel bir bilgi paylaşılmadığından HTTPS kullanılmasına da ihtiyaç yoktur.

    Bu konu hakkında cloudflare ile ssl başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.

    Kullanıcıları yorum yapmaya teşvik edin.
    Türkçe SEO check list’lerinde sık sık ‘İçerikleri güncel tutmak’ diye bir madde ile karşılaşıyorum. Çeviren abim, yanlış anlayıp çevirmişsin yabancı kaynaklardan ? 1 yıl boyunca haftada ortalama 5 içerik paylaşan bir blogger, sene sonu geldiğinde oturup bunlar eskidi biraz güncelleyeyim mi demeli?

    Geliştirebileceğiniz içerikleriniz elbette olacaktır. (Analytics başlığı altında bu konuyu detaylandırdm.) Fakat her bir içeriği oturup, teker teker güncellemek mümkün değil. Yıllar önce okuduğum Türkçe bir kaynakta “yılın belirli dönemlerinde içeriklerinizde bir kelime dahi olsa değişiklik yapın, güncellik önemli diyolar” şeklindeki ipucu hala aklımdan çıkmıyor ?

    Güncellik iyidir. Yorumlar, içeriğinizi güncel tutmanız için yeterlidir. Yorumlar, içeriğinizi zenginleştirir. Long tail aramalardan trafik elde etmenizi sağlar. Her gelen yeni yorum, site haritasındaki last mod değerini günceller. Arama motoru botları yorumlar ile zenginleşen eski blog post’larınızı yeniden crawl eder ve bu döngü sürekli devam eder.

    How comments increase your organik traffic? başlığı altında yayınlanmış bir case study ile henüz karşılaşmadım, fakat elimde yakında paylaşabileceğim güzel veriler var.

    Ziyaretçilerinizin yorum yapmasını nasıl sağlayabilirsiniz?
    – Yorumlara değer verdiğinizi belirtebilir, yazının son cümlesinde ziyaretçilerinizin düşüncelerini beklediğinizi söyleyebilirsiniz.
    – Disqus.com gibi yorum yapmaya teşvik edici ve kullanımı kolay yorum modüllerini tercih edebilirsiniz.
    – Tüm gelen soruları yorum kısmından yanıtlayarak etkileşimi ve yorum sayısının artmasını sağlayabilirsiniz.

    Make your content more understable, recognizable and clickable: Rich Snippets
    İmla kurallarına uygun ve noktalama işaretlerine dikkat edilerek hazırlanan bir içerik, nasıl kullanıcıların okuduklarını rahat bir şekilde anlamasını sağlıyorsa, micro veriler de içeriğinizin botlar tarafından daha kolay anlamlandırılabilmesini sağlar.

    Arama motoru botları, içeriğiniz hakkında ne kadar fazla fikir sahibi olursa, yapılan sorguya en doğru yanıtı vermekte işi o kadar kolaylaşır.

    Asıl amacı içeriği daha iyi anlamlandırabilmek olan micro veriler, aynı zamanda arama sonuçlarında rakiplerinize göre daha fazla görünür olabilmenizi sağlar.

    Daha fazla görünür olmak, CTR’ı (tık sayısını) arttırır. CTR, daha önce paylaştığım SearchMetrics araştırmasına göre sıralamaları etkileyen en önemli metrik. Dolayısıyla Rich Snippet’ler organik trafiğinizi önemli derecede etkiler diyebiliriz.

    WordPress Rich Snippet eklentilerine buradan ulaşabilirsiniz.

    Joomla Rich Snippet eklentilerine buradan ulaşabilirsiniz.

    Blog sitelerinde On-site SEO’nun sonlarına gelirken, SEO’nun gerçek anlamına değinmek istiyorum.

    Organik trafiği arttırmaya çalışırken yaptığımız her işlem, aslında Google ve diğer arama motoru botlarının internet sitemizdeki içerikleri hızlı ve rahat bir şekilde okuyabilmeleri içindir.

    Yani kısaca Google, botlarımın işini zorlaştıracak, yavaşlatacak ne varsa fix’leyin (optimize edin) ki ben de sizi arama sonuçlarında gösterebileyim diyor ?

    Botları zor durumda bırakacak hataları eğer siz göremiyorsanız, Search Console (eski adıyla Google Webmaster Tools) adında bir aracım var. Hem sitenizdeki hataları hem de naçizane önerilerimi burada paylaşıyorum diyor.

    Tek yapmanız gereken, Search Console’a giriş yaptıktan sonra soldaki sekmeleri dikkatli bir şekilde incelemek.

    Arama Görünümü
    > Yapılandırılmış veri: Schema implementasyonlarının sonucu ve olası hataları,
    > HTML Geliştirmeleri: Kullanıcı deneyimi ve SEO performansınızı etkileyebilecek yinelenen meta açıklamalar, eksik ve yinelenen başlık etiketlerini,

    Arama Trafiği
    >Mobil Kullanlabilirlik: Dokunma öğelerinin birbirine uzaklığı, yazı boyutu gibi mobil deneyimi düşürecek hataları,

    Tarama
    > Tarama Hataları: Botların masaüstü, akıllı ve özellikli telefonlarda karşılaştıkları 5XX ve 4XX hatalarını,
    > Robots.txt Test Aracı: Robots.txt dosyanızdaki olası hataları,
    > Site Haritaları: Dizini gönderilen ve eklenen sayfa sayıları ve olası hataları

    tespit edebilir ve düzelterek optimize edilmiş bir blog’a sahip olabilirsiniz.

    4XX, 5XX, Canonical, non-paginated pages gibi onlarca farklı metriği detaylı analiz etmek isterseniz Screaming Frog’un 500 URL’e kadar ücretsiz analiz eden SEO Spider’ını deneyebilirsiniz. Daha fazla sayfayı analiz etmek isterseniz, £99.00 + VAT’ı gözden çıkarmanız gerekiyor.

    OFF-SITE SEO

    Sosyal Medyanın SEO’ya Etkisi
    İçeriğinizin kullanıcılar tarafından beğenilip beğenilmediğini tespit etmek için botlar sizce hangi önemli metrikleri değerlendiriyor olabilir?

    Analytics ve browser verilerine göre sayfada geçirilen süre,
    Diğer internet sitelerinde referans olarak gösterilip gösterilmediğiniz (backlink),
    Blog post’un sosyal platformlarda kaç kez paylaşıldığı.
    Arama motorlarının kullanıcı davranışlarını analiz edebileceği birkaç metrik arasında yer alan sosyal medyanın etkisi, tahmin ettiğinizden çok daha fazla!

    Eğer blog post’unuz Facebook, Twitter, Google+ gibi platformlarda paylaşılıyorsa, arama motorları içeriğinizin değerli olduğunu kavrayacaktır. Sosyal sinyallerin SEO’ya olan etkisi, hem White-hat hem de Black-hat dünyasında test edildi.

    İşte sonuçlar:

    https://moz.com/blog/do-tweets-still-effect-rankings

    http://www.blackhatworld.com/blackhat-seo/social-networking-sites/744095-100-000-social-signals-case-study-finished-results.html
    Mad Science Experiments in SEO & Social Media from Rand Fishkin
    Off-site önerilere geçtiğimize göre, SEO başarılarınızda önemli bir paya sahip backlink’lerden bahsetme zamanı da geldi demektir.

    Backlink
    Eğer kullanıcılara fayda sağlayan bir içerik paylaşıyorsanız, organik olarak forumlarda ve bloglarda referans olarak gösterilmeniz kaçınılmaz olacaktır.

    Fakat sizden bahsedenler her zaman size link vermiyor olabilir. Mention adını verdiğimiz ve Pagerank algoritmasına göre backlink tanımına uymayan, tıklanamayan bağlantıları tespit edebilmek için ücretsiz bir araç paylaşmak istiyorum.

    Find Unlinked Mentions: Rank Tank

    Bu şahane araç kısaca, arama sonuçlarında blog’unuzdan bahsedip, blog’unuza link vermeyen internet sitelerini tespit ediyor. Size ise yalnızca internet sahipleri ile iletişime geçip, mention’ları link’e çevirtmek kalıyor.

    Google Docs üzerinde çalışan Unlinked Mention Finder aracına buradan ulaşabilirsiniz. Kullanım talimatı video’su ise sayfanın en altında yer alıyor.

    Asla link satın almayın!
    SEO, hırstır. Her zaman daha iyi pozisyonlarda yer almak için her türlü yolu denettirir. Kumara da benzer. Risk aldırtır. Fakat unutmayın; her zaman kasa kazanır.

    Backlink önemli değil, organik backlinkler önemli. Link satın almak yerine referans olarak gösterilmek için çaba harcayın. Biliyorum kolay değil ama ücretsiz ve risksiz ?

    Büyük markalar dahi, arama sonuçlarını manipüle etmek istediğinde cezalandırılabiliyor. İşte birkaç örnek:

    http://searchengineland.com/google-says-no-comment-on-why-interflora-was-penalized-149308

    http://searchengineland.com/googles-action-against-link-schemes-continues-overstock-com-and-forbes-com-latest-casualities-conductor-exits-business-65926

    http://searchengineland.com/new-york-times-exposes-j-c-penney-link-scheme-that-causes-plummeting-rankings-in-google-64529

    http://searchengineland.com/suspected-paid-link-penalty-hasnt-hit-expedia-bottom-line-yet-183714

    Google’ın kendi servisi Chrome’u, sponsor linklerden dolayı cezalandırdığını ve bir süre brand aramalarda bile çıkmadığını biliyor muydunuz?

    http://searchengineland.com/googles-jaw-dropping-sponsored-post-campaign-for-chrome-106348

    Kısaca, bu işin şakası yok. Eğer riski ve kısa süreli başarıları seviyorsanız link satın alabilirsiniz. SEO çalışmalarını bir yatırım olarak düşünüyor ve sürekliliği sizin için önemliyse, enerjinizi kullanıcılar için fayda sağlayacak içerik oluşturmaya harcayın.

    Tüm optimizasyonları gerçekleştirdikten sonra başarımızı ölçümlemenin zamanı geldi!

    Google Analytics
    Aylık, haftalık, günlük ve hatta anlık analiz edebilmenizi sağlayan bu araç sayesinde organik trafiğinizden, ziyaretçilerinizin davranışlarına kadar detaylı raporlara ulaşabilirsiniz.

    Sayfalarca anlatabilecek özelliği olduğundan, bir başka yazımda yalnızca Google Analytics’e yer vermek istiyorum.

    Herkesin yakındığı not-provided datalardan bahsetmeden geçmek olmaz. Google’ın güvenlik önlemini öne sürerek paylaşmadığı verileri tartışmak yerine, elimizdeki verileri değerlendirelim.

    1) Analytics hesabına giriş yaptıktan sonra Acquisition > Queries sekmesine tıklayın. Eğer “This report requires Webmaster Tools to be enabled.” şeklinde bir hata alıyorsanız, Analytics-Webmaster Tools ilişkilendirmesini yapmak için yönlendirmelere göre işlemi tamamlayın.

    2) İlişkilendirmeyi tamamladıktan sonra Queries sayfasına geri dönün. Analytics hesabını aktif ettiğiniz ilk tarihten bulunduğunuz tarih aralığı seçin.

    3) Tabloda görmüş olduğunuz tüm verileri bir Excel dosyasına aktarın.

    4) Filtre kısmından tüm anahtar kelimeleri gruplandırın.

    5) Avarage Position sütununda 11 ve üzeri sıralamalardaki anahtar kelimeleri herhangi bir renk ile işaretleyin.

    6) Tüm renkli anahtar kelimeler için bir içerik stratejisi kurgulayın. Daha önce bahsettiğiniz bir konu ise detaylandırılması gerektiği anlamına geliyor. Eğer anahtar kelime ile ilgili bir blog post’unuz yok ise, iş planınıza ekleyebilirsiniz ?

    Böylesine uzun bir yazının sonuna conclusion eklememek olmaz.

    Conclusion
    Bir blogger olarak, eğer WordPress, Joomla veya Drupal gibi hazır sistemler kullanıyorsanız, teknik anlamda endişelenmeniz gereken bir nokta bulunmuyor. Önemli olan; pazarı, rakipleri ve günceli iyi takip edebilmek

    0
    0
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.